|
Prizren'in Barış Gücü Askerli Manzarası |
Savaş Kokulu, Duygu Yüklü Kosova
ve Prizren
Gezi notlarım
21
Mayıs 2012 – Babam 1910 Prizren doğumlu ve 92 yaşında vefat etti... ama ancak
46 yaşımda Prizren'e gidebildim... Dünyanın birçok ülkesine gitme fırsatım
oldu. Çok şaşkınlıkla gördüğüm yapılar, tarihi yerler, değişik coğrafyalar,
iklimler, insanlar, yaşam şekilleri. Ama Prizren’e gittiğimde işin içine
duygular da girince, sanki bütün gördüğüm yerlerden daha güzel, daha
farklı, daha sıcaktı… Çünkü bu topraklar, benim ve ağabeylerimin varolma sebebi
olan babamı yaratmıştı… 17-19 Mayıs tarihlerinde eşim ile birlikte nihayet
babamın doğduğu ve hayatının ilk 27 yılını geçirdiği ülke olan Kosova'nın, Priştine,
İpek, Jakova ve doğduğu şehir Prizren'deydim.
|
Bistriça Deresi (Akdere) |
Sanki
karış karış biliyor gibiydim Prizren’i… Babamın evlerine çok yakın bir
yerden geçen ve Prizren’i ikiye bölen Bistriça deresinden (Akdere) zaman
zaman azgın suların aktığını, bu derenin toprakları ne kadar verimli yaptığını,
yemyeşil dağlarını, derenin yanındaki Maraş’da ki 300 yıllık çınar ağacını
ancak 4 kişi ellerini birleştirerek kaplayacak kalınlıkta gövdesinin olduğunu,
Prizren kalesini, Mimar Sinan’ın yaptığı Sinan Paşa Camisi’ni ve bu caminin
taşlarıyla yapılan Taş Köprü’yü, Taş Köprü’nün karşısında 4 bir
tarafından 4 mevsim akan Şadırvan Çeşmesi’ni… hepsini biliyordum. Kısaca
kafamda’ki fotoğrafları yerlerine oturttum. Ayrıca fotoğraflarını da çektim.
|
Prizren Taş Köprü |
Belki
köklerimizin filizlendiği yerler olmasından, belki de her yerine bu duygularla
bakıyor olmamızdan, inanılmaz sıcak geldi her şey… Hele, babamın amcalarının
çocukları, torunları, bizim amcalarımızın, halalarımızın torunları, gösterdiği
ilgi, alaka, misafirperverlik bu duyguları on kat artırdı. Unutulmayacak iki
gece, üç gün yaşadık.
17
Mayıs sabah 5:00 İzmir-İstanbul, oradanda 7:45’de Pristine’ye uçtuk. 1 saat 20
dakikalık bir yolculuktan sonra Adem Jashari havaalanına ulaştık. (Adem Jashari
son savaşta 1998-1999 yılında Sırplarla yapılan bağımsızlık savaşı
mücadelesinde önemli rol oynamış. Kosovalıların Che Guvera'sı) Sağnak yağışlı
ve 13 derece sıcaklık da amca torunları karşıladı bizi. Arabasıyla 20 dakikalık
bir yolculuktan sonra 1 oda 1 salonluk küçük şirin evlerine geldik.
|
İpek, Kosova |
Kahvaltı
ve biraz dinlenmeden sonra kuzenlerle Kosova'nın nüfus açısından 4. büyük şehri
İpek'e gittik. Priştine'ye 70-80 km uzaklıktaki İpek
ülkenin kuzeybatısında ve Sırbistan'a komşu şirin bir şehir. Dere
kenarındaki Dukagjını Otellin bahçesinde biraz dinlenip şehir turu yaptık. Daha
sonra yaklaşık 20 km lik bir yolculuktan sonra Ak Drin nehrinde ki 25 metre
yükseklikten akan Radovic Şelalesine ulaştık. Cennetten bir köşe gibi olan
Şelale çevresi çok yeşil bir alana sahip. tabii dağın yamacında olduğu için 4
mevsim serin bir yer.
|
Qarshıa e Jupave Rest - Atatürk Parkı |
Birinci
günün sonları yaklaşırken akşam Qarshıa e Jupave Rest' de ki Atatürk
Parkına uğrayarak 5. büyük şehir olan Jakova'ya ulaştık. Çok güzel bir
İtalyan Restorantda karnımızı doyurduk. Jakova'da el sanatlarının gelişmiş
olduğunu ve birçok mağazanın köy usulü dizildiği çarşısını gezdik. Bu arada hem
yollarda hem şehirlerin bazı kesimlerinde savaşta bombalanmış ya da kurşun
yağmuruna tutulup delik deşik olmuş ve o şekilde kalmış birçok binaya
rastladık. Akşam tekrar Priştine'de konaklamak için eve döndük. Sabahın 3:00'ünde İzmir'de başlayan yorucu ve uzun gün, temiz havanın ve gördüğümüz
güzel manzaraların etkisiyle 23:00 suları mutlu ve huzurlu bir uykuyla
sona erdi.
|
Kosova |
İkinci
gün kahvaltı sonrası yaklaşık 120 km mesafedeki Kosova'nın güneyinde bulunan
babamın memleketi Prizren'e gitmek için yola çıktık. Aslında 80 km civarı ama
kuzenlerim Kosova'nın güzelliklerini gösterme amacıyla uzun ve dağ yollardan
gitmeyi uygun gördü. Nitekim bir günde 4 mevsimi yaşadığımız yerlerden geçtik.
An geldi karlı dağlarda fotoğraflar çektik ve montlarla üşüdük, an geldi
Prizren'e inince kısa kollu tişörtlerle terledik. Kahve molasını Hotel
Sharri'nin (Bu otel mevcut başbakana aitmiş) dağ ve köy manzaralı terasında
verdik. Yollarda gördüğümüz eşsiz manzaralar hafızamızdan hiç silinmeyecek.
|
Radovic |
İkinci
gün akşamı Prizren'de bir başka kuzenlere geçtik. Onlarda bize adeta
diğerleriyle yarışırcasına muhteşem bi ilgi ve alaka ile misafir ettiler. Küçük
bir şehir gezisinin ardından evlerinde hazırladıkları et ziyafeti ile başladı
misafirliğimiz. Evlerinde ki televizyonlarında bütün Türkiye'de ki kanalların
bulunduğu televizyonlardan Türkiye ile ilgili haberleri izledik.
Üçüncü
günün sabahında ağabeyi diğer kuzenlerde muhteşem bir kahvaltı sonrası Prizren
turuna çıktık. Dağa tırmandık ve kan ter içinde Prizren kalesine çıktık. Orada
ki olağanüstü şehir manzarasında 100 kareden fazla fotoğraf çektik. Yorucu bir
günün öğle sonrası Şadırvan'ın yanında ki Besimi Beska et Restorantta yemeğimizi yedik.
Dönüş
yolculuğu yaklaştı... Evden eşyalarımızı alıp 20:45 uçağı için Priştine
yollarına düşme vakti gelmişti. Türk firması Enka'nın yaptığı ve henüz yarısını bitirdiği otobanla başlayan yol bittikten sonra eski yola indik. Gelirken olduğu gibi dönüş yolu da, yemyeşil manzaralar, şirin yerleşim alanları ile harika görüntüler içeriyordu. Ve havaalanına ulaştık. Unutamayacağımız hatıralarla dolu bir gezimiz daha
sona erdi.
Kosova
11.000 km2 lik toprakları 2.000.000'nun biraz üzerinde olan nüfusu, kişi
başına 3.000 USD milli geliri olan küçük, şirin, yeşil bir ülke... İzmir'in
12.000 km2 ve nüfusunun 4.000.000 olduğunu düşünürsek bayağı küçük bir ülke
olduğunu tahmin edersiniz. 2008 yılı başında bağımsızlığını ilan etmiş,
Yunanistan, Güney Kıbrıs, Sırbistan ve Rusya dışında hemen tüm dünya ülkeleri
bağımsızlığını tanımış... Halkın %90'nı Arnavut, % 10'nu Türk, Boşnak, Sırp vs.
Kendi paraları yok, Euro kullanıyorlar.
En çok
dikkat çeken konulardan biri, halkın büyük çoğunluğu Türkçe biliyor, hatta
Türkçe konuşuyorlar. Avrupanın 50. ülkesi olarak görülüyor. Bağımsızlığını ilan
ettikten sonra denetim, Birleşmiş Milletlerden, Avrupa Birliğine geçmiş. Büyük
bir bölümü dağlık alanlarla kaplı.
Makedonya ile Kosova'yı Şar dağları
ayırıyor. Etrafında Makedonya dışında Karadağ, Sırbistan ve Arnavutluk
bulunuyor. Arnavutlukla zaman içinde birleşecekmiş gibi bir his oluştu bende.
Arnavutların çoğu Müslüman ve özellikle Prizren'de 20'nin üzerinde cami
bulunmaktadır.
Hükümetlerimiz
arasında ilişkiler çok iyi görünüyor, birçok Türk mütaahit ve işadamı Kosovada
inşaatlar ve yollar yapmaktadır. Bir çok evde TV'lerde Türk kanalları ve
dizileri izlemekteler.
En
büyük şehri başkent Priştine yaklaşık 200.000 nüfuslu, 2. büyük şehri Prizren
180.000, daha sonra Ferizoviç, İpek, Jakova, Gilan, Paduyeva 100.000 civarı ve
Mitroviça ile Vıçıtırın 70.000'lerde... Araba plakaları 01'den başlıyor, 06'da
bitiyor. 01 Priştine, 04 Prizren.... Kosova da toplam irili ufaklı yaklaşık 37
belediye mevcut.
Kosova'da
gezerken kendinizi hiç yabancı hissetmiyorsunuz. Tercümana da ihtiyacınız yok.
Hiç bir dil bilmeseniz dahi hemen herkes Türkçe biliyor. Hele köklerinizde
oradan geliyorsa gezmek çok daha kolay. Osmanlının uzun yıllar hakim olduğu bu
bölgede Türklerin etkinliği hala sürmekte... Hatta iki Türk Partisi
bulunmaktadır.
Yurt
dışına gitmek isteyenlerin sadece pasaport ve 15 TL'lik bir yurtdışı çıkış
harcı ile çıkması gibi bir rahatlığı da var. Avrupa kokusu, barut kokusu, cennet kokusu hepsi mevcut.
|
Prizren Kalesi |
Wikipedia
dan:
Adem
Jashari (1955-1998)
Kosova
Kurtuluş Ordusu (
[1]: Ushtra Çlirimtare é
Kosoves, Cumhuriyet ilanından sonra kurulan
Kosovo Security force'nin temelini oluşturur
) kurucularındandır.
Yaşamı
1955
Yılında Drenica bölgesinin Prekaz köyünde (28/11/1955) doğmuştur. Bölge daha
önce de Arnavut Milli Hareketi Tarihi'nde önemli şahsiyetler sayılan Shota
-
Azem Galica kardeşleri
ve Ahmet Delica gibi isimleri çıkartan, milliyetçi fikirlerin ve isyan
kültürünün oldukça geniş kabul gördüğü bir bölge olmakla, kendisinin de bu
duygularla yetiştiği söylenebilir.
1981
yılından itibaren organize halk hareketlerinde ön saflarda yer almaya başladı. Emin
Latit ve Tahir Meta o dönemdeki yoldaşlarıydı. Kardeşi
Hamez Jashari'de ölene
kadar hiç ayrılmadığı silah arkadaşıydı.
İlk
silahlı eylemlerinde yeterli başarı gelmeyice 1991 yılında
Arnavutluk'a
geçerek, gönüllüleri eğitmeye başlamış; kurucusu da olduğu
UÇK faaliyetleri başladıktan
sonra da ordunun
Drenica Bölge Komutanlığı görevini
almıştır.
Adem
Jashari'nin yaşamında, özellikle 1981 - 1998 arasındaki faaliyeteri -ki çoğu
UÇK kapsamındadır- arnavut milli hareketinde ödenmli yer tutsa da; esasen
ölümüyle, daha doğrusu ölüm şekli ile UÇK hareketinin hızlanmasını, devamında
da bağımsızlığa kadar giden olayların yolunun açılmasını sağlamıştır.
Ölümü
1998
Yılı Ocak ayında komutan Adem Jashari ve birliği bir polis merkezine
saldırmış; 6 sırp polisi öldürmüş ancak 16 şehit vermiştir. Bu olaydan sonra
kendilerini kuşatan sırp güvenlik güçlerinin kuşatmasını yararak kaçmayı başarmışlar,
iki ay boyunca saldırılarını sıklaştırmışlardır. Mart ayı başında aynı polis
merkezine tekrar saldırdıklarında ise çok ciddi hazırlanmış bir karşı
saldırıyla yüzyüze gelmişlerdir ve Prekaz'daki evine kadar birliği ile birlikte
çekilmek zorunda kalmıştır.
05/03/1998
günü, Prekaz'da geniş ailesi ile birlikte yaşadıkları evde, son derece ağır
silahlarla donanmış sırp ordu-polis ve milis güçleri tarafından kuşatılmışlardır.
Adem Jashari, teslim olmalarını isteyen sırp güçlere olumsuz yanıt verdiği
gibi; telsizle yardıma gelmeyi teklif eden çevrede bulunan UÇK güçlerini de,
sırpların ağır silahları karşısında yardım etmeye çalışmalarının onlar için de
mutlak bir yenilgi olacağı gerekçesiyle reddetmiş; çatışma bölgesinden uzak durmalarını
emretmiştir. Bugün İstanbul Bayrampaşa İlçesi'nde adının verildiği parktaki
kaidede yazılı unutulmaz son sözlerini söylediği telsiz konuşması da o zaman
geçmiştir:
[2]:
UÇK
askerleri - ”Komutanımız! Dinliyor musunuz?” Adem Jashari - “Evet, sizi
dinliyorum.” UÇK askerleri - “Direnin Komutan, direnin! Yardıma gelmeye
hazırız. Bekleyin Komutan!” Adem Jashari - “Hayır. Kesinlikle olmaz. Sayıları
çok, her türlü ağır silahları var. Ben son mermime kadar savaşacağım. Siz olduğunuz
yerde durun!” UÇK askerleri - “Ama…, Komutan…!” Adem Jashari - “Olmaz dedim
size. Oldugunuz yerde durun! Çoğalın! Savaşın! Şimdi buraya gelirseniz hepiniz
Öleceksiniz. Bunun anlamı yok. Böyle olursa savaşımızı kim sürdürecek?! ” UÇK
askerleri - “Ama…,Komutan …,siz…! Adem Jashari - “Korkmayın! Bugün Adem'in
öleceği gün değildir, ölüm anlıktır; bugün Adem'in doğacağı gündür!"
Ölümünden
Sonrası
Jashari,
ölümünden sonra bütün ulusça tanınan, bağımsızlık sembolü bir figür haline
geldi. Bağımsızlık İlanını takip eden günlerde evi, çatışmadan sonraki haline
hiç dokunulmadan korunarak müze haline getirildi
http://kosovo.garthhaley.com/kla.
Az sayıdaki fotoğraflarından birinin baskısıyla yapılmış olan
Bac, U kry! (Amca, başardık!)
t-shirtleri, tüm dünya Arnavutları için tıpkı
che guevara baskılı
t-shirtleri gibi kült oldu. Kendisine, 2008 yılında bir zamanlar silah arkadaşı
oldukları Kosova Başbakanı
Hashim Thaçi tarafından
"Kosova'nın Kahramanı" ödülü ve unvanı verildi.